Türkiye’nin köklü yayınevlerinden Yapı Kredi Yayınları (YKY), Can Yayınları ve Mundi, bu sezon edebiyat ve düşünce dünyasına farklı coğrafyalardan, farklı türlerden eserler kazandırmaya devam ediyor. YKY’nin yeni dönemdeki kitapları arasında Sabahattin Ali’nin Ankara yıllarını konu alan kapsamlı bir inceleme, James Baldwin ve Rachel Cusk’un çağdaş edebiyatın güçlü örnekleri, Roy Jacobsen ve Selva Almada’dan dünya edebiyatı örnekleri, Faruk Duman ve Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun yeni metinleri, Giorgio Bassani’nin modern klasikleri ve güncel sergi katalogları bulunuyor.
Can Yayınları ekim ayında Sait Faik Abasıyanık’ın üç kitabını, Roberto Bolaño, Louis-Ferdinand Céline, Jorge Luis Borges, Frédéric Bastiat, Miguel de Cervantes ve Robert Louis Stevenson gibi yazarların eserlerini okurla buluşturuyor.
Mundi ve Mundi Çocuk ise hem yetişkinler hem de genç okurlar için seçkiler sunuyor. Garrett Ryan’ın antik dünyaya dair merak uyandıran soruları eğlenceli bir dille yanıtladığı Çıplak Heykeller, Şişman Gladyatörler ve Savaş Filleri ile Patrice Karst’ın çok satan Görünmez İp kitabının devamı Görünmez İp: Okula Başlıyorum raflardaki yerini alıyor.
YKY’de son çıkanlar
Yapı Kredi Yayınları’nın yayımladığı yeni kitaplar arasında Tolga Aydoğan imzalı Sabahattin Ali’nin Ankara’daki İzleri de bulunuyor. Bu inceleme kitabı, Sabahattin Ali’nin hayatında önemli bir yere sahip olan Ankara’daki evlerini, çalıştığı mekanları, gezdiği sokakları ve sosyal çevresini fotoğraf ve belgeler eşliğinde gözler önüne seriyor. Aydoğan, arşiv belgeleri ve döneme ait fotoğraflarla dönemin Ankara’sını yeniden canlandırarak, Sabahattin Ali’nin yaşamına farklı bir derinlik katıyor. Kitapta daha önce yayımlanmamış bazı fotoğraflar da ilk kez okuyucuyla buluşuyor.
Norveçli yazar Roy Jacobsen’in Sınırlar adlı romanı da raflardaki yerini aldı. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde, Ardenler bölgesinde yaşayan bir grup insanın yaşamı üzerinden “sınır” kavramını irdelen bu romanda, Jacobsen toplumsal ve coğrafi sınırların bireyler üzerindeki belirleyici etkilerini ustalıkla harmanlanmış hikâyelerle aktarıyor. Kitap, sınırların getirdiği yara izleriyle yüzleşme, insanlar arasında köprüler inşa etme ve nihayetinde ayrımların kaldırılması gibi temaları işliyor.
Erlend Loe’nun otobiyografik denemesi Gerçeklikle Müzakere – Tekteker Üzerinde Bir Yıl ise mizahi üslubuyla dikkat çekiyor. Loe, elli yaşında tek tekerlekli bisikletle geçirdiği bir yılı, ormandaki ilk denemelerden trafiğe çıkışa kadar tüm deneyimleriyle aktarıyor. Bu yolculuk, insanın kendi sınırlarını keşfetme ve yenilikleri kucaklama çabasına dönük bir metin olarak öne çıkıyor.
Arjantinli yazar Selva Almada’nın Uluslararası Booker finalisti romanı Bir Nehir Değil
ABD’li yazar James Baldwin’in sekiz öyküsünü içeren Bu Sabah, Bu Akşam, Çok Erken adlı derleme, Amerika’daki ırkçılık ve şiddetin bıraktığı izleri farklı karakterlerin yaşamları üzerinden işliyor. Siyahi bir müzisyenin ülkesine dönüş korkusu, bir gencin uyuşturucudan kurtulma mücadelesi ya da ırkçı bir polisin çocukluğunda tanık olduğu şiddet sahnesi Baldwin’in tutkulu diliyle aktarılıyor. Bu öyküler, yazarın Amerikan edebiyatındaki kalıcı etkisini yeniden hatırlatıyor.
ABD’li yazar Baldwin’in ardından Yapı Kredi Yayınları’nın Modern Klasikler dizisinde yayımlanan Giorgio Bassani’nin Ferrara kitapları da öne çıkıyor. Altın Gözlük, Balıkçıl, Finzi-Contini’lerin Bahçesi, Kapının Ardında, Kuru Otların Kokusu ve Surların İçinde başlıklı roman ve öyküler, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasındaki İtalya’da faşizmin yükselişine, antisemitizme ve çokkültürlü Avrupa’nın trajik kaderine odaklanıyor. James Joyce’un Dublin’i ne ise Bassani için de Ferrara aynı anlamı taşıyor; şehir, onun eserlerinde aşk, kayıp, dışlanma ve dirençle örülü kolektif bir belleğe dönüşüyor.
Bassani’nin eserleri yalnızca tarihsel tanıklık değil, aynı zamanda büyük bir edebi işçilik örneği olarak da değerlendiriliyor. Finzi-Contini’lerin Bahçesi politik arka planının yanı sıra güçlü bir aşk hikâyesi olarak öne çıkarken, Balıkçıl yazara Campiello Ödülü’nü kazandırmış, Surların İçinde ise yayımlandığında Strega Ödülü’ne değer görülmüştü. Yelda Gürlek ve Neyyire Gül Işık’ın çevirileriyle yayımlanan bu eserler, Bassani’nin Ferrara’sını Türkçe okura titiz ve özenli bir dille aktarıyor.
Rachel Cusk’un Bir Ömrün Emeği adlı anı-denemesi annelik deneyimini dürüstlükle aktarırken, klasik edebiyattaki annelik temalarını da eleştirel gözle inceliyor. Kitap, ilk yayımlandığında tartışma yaratmış, zamanla annelik edebiyatında kilometre taşı kabul edilmiştir.
Linn Ullmann’ın Genç Kız, 1983 romanı, Paris’te kaybolan genç bir kızın kırk yıl sonra yetişkin kadın kimliğiyle geçmişin izini sürmesini anlatıyor. Oslo, Paris ve New York arasında bellek, unutma, utanç ve arzuyu irdeleyen eser, cesur ve dürüst bir anlatıyla öne çıkıyor.
Faruk Duman’ın denemeleri Adasız Deniz, edebiyat üzerine içtenlikli bir dertleşme kitabı olarak öne çıkarken; Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun Sur ve Gölge kitabı ışık-gölge, yaşam-ölüm karşıtlıklarıyla örülü üç öykü sunuyor.
Genç yazar Elif Erdoğan’ın Boşluğun Üst Katı adlı anlatısı kayıp, zaman ve dönüşüm üzerine zarif bir kalemden çıkarken; Alain Frerejean’ın Stalin Troçki’ye Karşı adlı çalışması Sovyet tarihinin iki simgesel figürünün mücadelesini roman tadında anlatıyor.
John S. Allen’ın Obur Zihin kitabı, yiyeceklerle ilişkimizin evrimini incelerken; Psikanaliz Defterleri 14 ise çocuk ve ergenlikte özdeşleşme ve kimlik konularına odaklanan çok yazarlı bir derleme olarak öne çıkıyor.
Yapı Kredi Yayınları’nın Bir Arada sergisi kapsamında yayımlanan Gündüz Rüyaları – Geyikli Gece kitabı, Fulya Çetin ve İlhan Sayın’ın eserlerine odaklanarak çevresel adaletsizlik ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği temalarını sanat ekseninde ele alıyor.
FARUK EKİCİ’NİN SÖYLEŞİSİ | “Bağımsız ve özgür üretilen her düşünce, yan yanalığın verdiği bir güç yaratır”: Fulya Çetin ve İlhan Sayın, ‘Bir Arada’ sergisini anlatıyor
Son olarak, edebiyat dergisi kitap-lık’ın Nisan–Haziran 2025 tarihli 238. sayısı, dosya konusu olarak Murathan Mungan’ı merkeze alıyor. Yazarla yapılan kapsamlı söyleşinin yanı sıra, Mungan’ın şiiri, şarkı sözleri ve edebiyat dünyasındaki yeri üzerine incelemeler sayıda yer alıyor.
Can Yayınları’ndan ekim kitapları
Modern Türk öykücülüğünün kurucu isimlerinden Sait Faik Abasıyanık, üç kitabıyla bir kez daha Can Yayınları raflarında. Şimdi Sevişme Vakti, Şahmerdan ve Medarı Maişet Motoru, bireyi ve gündelik yaşamın sıradan ayrıntılarını merkeze alarak öykücülüğümüzde bir başlangıç noktası kabul edilen Abasıyanık’ın zengin dünyasını okura sunuyor.
Fransız edebiyatının tartışmalı isimlerinden Louis-Ferdinand Céline’in yıllarca kayıp kalan el yazmalarına dayanan romanı Savaş, yazarın 1944’te Danimarka’ya kaçmadan önce yazdığı üç kitaptan biri olarak okurla buluşuyor. Maslow’un piramidinin en alt basamaklarına düşmüş bir varoluşu çarpıcı biçimde tasvir eden eser, edebiyat tarihinin en sert yüzleşmelerinden biri.
Şilili yazar Roberto Bolaño’nun Üçüncü Reich romanı da Can Yayınları etiketiyle yayımlanıyor. Bir tatil beldesinde masa oyunu meraklısı Udo’nun deneyimlerini merkeze alan roman, huzurlu başlayan bir hikâyeden psikolojik gerilime uzanan sürükleyici bir anlatıya dönüşüyor.
Jorge Luis Borges’in en verimli döneminde kaleme aldığı öykülerini bir araya getiren Alef, zaman, kimlik ve ölümsüzlük temaları üzerinden evrenin sonsuzluğunu sorgulayan klasik metinlerden biri olarak yeniden raflarda.
yüzyıl Fransız düşünürlerinden Frédéric Bastiat’ın eseri Hukuk ise negatif hukuk yaklaşımını savunarak kolektivist ve dağıtımcı anlayışın yarattığı sorunları tartışıyor.
İspanyol edebiyatının öncüsü Miguel de Cervantes’in Köşecik ile Kısacık adlı öyküsü, 17. yüzyıl başlarının toplumsal yapısını mizahi bir dille ele alıyor.
Robert Louis Stevenson’ın gotik öyküsü Olalla ise çürüyen aristokrasi, trajik aşk ve vampirlik göndermeleriyle dikkat çekiyor.
Mundi ve Mundi Çocuk
Popüler tarih profesörü Garrett Ryan, Çıplak Heykeller, Şişman Gladyatörler ve Savaş Filleri kitabında antik dünyanın merak uyandıran sorularına eğlenceli ve bilgilendirici yanıtlar veriyor. “Yunanlar pantolon giyer miydi?”, “Romalılar nasıl tıraş olurdu?” gibi sorular kitabın çerçevesini oluşturuyor.
Mundi Çocuk etiketiyle ise Patrice Karst’ın çok satan Görünmez İp kitabının devamı yayımlanıyor. Görünmez İp: Okula Başlıyorum, çocuklara okula başlama sürecinde dayanıklılık, cesaret ve hayal gücü aşılayan bir hikâye sunuyor.