“`html
Arap Ülkelerinde Kamu Borçlarına Dikkat!
Son dönemlerdeki ekonomik sıkıntılar, artan jeopolitik gerilimler, dalgalı enerji fiyatları ve yavaşlayan ekonomik büyüme, Arap ülkelerinin kamu borçları ile ilgili endişeleri artırmaya devam ediyor. Geçmişte bir finansman aracı olarak görülen bu borçlar, günümüzde birçok ülke için mali ve sosyal istikrarı tehdit eden bir yük haline geldi. Bazı hükümetler borç alarak bütçe açıklarını kapatmaya çalışırken, diğerleri yükselen borç ödeme maliyetleri, düşük gelirler ve uygun dış kaynak bulma konusundaki zorluklar gibi baskılarla karşılaşıyor.
Kamu Borç Seviyeleri Nasıl?
Arap ülkelerinin kamu borç büyüklüğü, harcama ihtiyaçları ve mali gelir kaynaklarına göre değişkenlik göstermektedir. Uluslararası mali kuruluşlar, bir ülkenin borç yükünü taşıma ve geri ödeme kapasitesini ölçerken genelde gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) oranını göz önünde bulundurmaktadır.
IMF’nin Nisan 2023’te yayımladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporuna göre, Suudi Arabistan’da bu oran %29.9, Birleşik Arap Emirlikleri’nde %32.1, Irak’ta %42.9, Mısır’da %90.9 ve Cezayir’de %46.02 olarak tespit edilmiştir.
En Yüksek Borçlu Ülkeler
IMF raporuna göre, Arap ülkeleri arasında en yüksek borçluluk oranı Sudan’a aittir. 2024’te %271.979 olan kamu borcunun GSYİH’ye oranının bu yıl %251.98’e düşmesi bekleniyor. Sudan, uzun yıllardır süregelen aşırı borçlanma ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle uluslararası finansa erişimde büyük zorluklar yaşamaktadır. Özellikle 2011’de Güney Sudan’ın ayrılması, petrol ihracatını ve devlet gelirlerini ciddi şekilde etkilemiştir. Dünya Bankası’nın 2020 raporuna göre Sudan, petrol üretiminin %75’ini ve ihracat gelirlerinin %66’sını kaybetmiştir.
Lübnan’daki Kriz
Lübnan’da kamu borcunun GSYİH’ye oranı %164.13 seviyesinde. Ülke, 1990’lı yıllardaki iç savaş sonrası yeniden yapılanma sürecini finanse etmek için borçlanmaya yöneldi. Ancak 2019’dan bu yana yaşanan kriz, ekonomiyi çöküşe sürükleyerek yoksulluğun artmasına neden oldu. Bankalardaki mevduat çekişleri, mali krizleri tetiklerken, devlet Eurobond ödemelerini durdurmak zorunda kaldı. 2020’de yaşanan Covid-19 pandemisi ve Beyrut’taki patlama durumu daha da kötüleştirdi.
Bahreyn ve Ürdün Ekonomileri
Bahreyn, %134’lük borç oranıyla en çok borçlu üçüncü Arap ülkesidir. Bu oranın 2025’te %141.4’e çıkması bekleniyor. Küçük bir ekonomi olan Bahreyn, 2014’teki petrol fiyat düşüşleri ve Covid-19 pandemisi nedeniyle mali baskı altında. Suudi Arabistan, Kuveyt ve BAE’nin sağladığı yardımlar, ülkenin mali dengesini korumasına yardımcı oldu.
Ürdün’de kamu borcunun GSYİH’ye oranı 2024’te %95.9, bu yıl ise %92.55’e düşmesi öngörülüyor. 1990’ların sonlarından itibaren yaşanan mali açıklar, savaş ve mülteci krizleri, ülkenin ekonomik durumu üzerinde ağır bir yük oluşturdu. Irak Savaşı, Arap Baharı ve Covid-19 gibi olaylar, Ürdün ekonomisine zarar vererek kaynak sıkıntısına neden oldu.
Diğer Ülkeler ve Durumlar
Mısır’da kamu borcu GSYİH’ye oranı 2024’te %90.93, bu yıl ise %86.59’a düşeceği tahmin ediliyor. Hedef, Arap dünyasının en büyük ekonomisi olan Mısır’da borç yükünü daha yönetilebilir hale getirmektir. Tunus, Yemen ve Fas’ta borç yükü de önemli bir endişe kaynağı olarak göze çarpıyor.
En Az Borçlu Ülke
Kuveyt, %3.04 lük oranla Arap ülkeleri arasında en az borçlu dikkat çeken ülke konumundadır. IMF, Kuveyt’in borcunun bu yıl %7.35’e çıkmasını bekliyor. Ülke, bütçe açığını finanse etmek için varlıklarını satışa sunmuş durumda. Mart ayında hükümet, 30 milyar Kuveyt dinarı (yaklaşık 98 milyar dolar) borç alma sınırını artırmayı da hedefliyor.
Suudi Arabistan ve BAE’nin Başarılı Yönetimi
Suudi Arabistan, %29.9 oranla kalıcı bir başarı göstermeye devam ediyor. 2016’dan bu yana dış borçlanmayı tercih eden krallığın mali politikaları, son yıllarda kamu borcunu düşük tutmayı başardı. Öte yandan, Birleşik Arap Emirlikleri %32.1 ile güçlü bir finansal yapıya sahip olarak ön plana çıkıyor.
Ekonomik Büyüme ve Borç İlişkisi
Kamu borcunun artması, ekonomik büyümeyi etkileyebilir. Ancak, borçların nereye harcandığı önemlidir. Altyapı ve yatırım projelerine yöneltilen borçlar, uzun vadede büyümeyi destekleyebilir.
Öte yandan, dış borç artışları, ülkeleri uluslararası piyasalardaki dalgalanmalara ve jeopolitik risklere karşı savunmasız bırakabilir. Özellikle Mısır gibi ülkelerde yüksek borç ve mali yükler, bölgedeki siyasi gerginliklerle birleşerek durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
IMF ve Dünya Bankası’nın Rolü
IMF, bölgedeki ülkelerle stratejik ortaklıklarını güçlendirerek ekonomik reform süreçlerini desteklemekte. Sıkı mali politikalar ve uzun vadeli hedeflerle, ülkelere yardım sağlamakta. Örneğin, Mısır’a 2020’de ve 2024’te önemli krediler verilerek ekonomik istikrar sağlanmaya çalışıldı.
Dünya Bankası’nın mali destek programları, bölge ülkelerinde sosyal güvenlikle ilgili projelerin genişletilmesine odaklanmaktadır. Bu bağlamda, Yemen, Mısır ve Fas gibi ülkeler, mali destekten faydalanmakta.
Sonuç: Borç Krizine Doğru Mu?
IMF verileri, bazı Arap ülkelerinin yüksek borç oranları nedeniyle bir borç krizinin eşiğinde olduğunu gösteriyor. Lübnan, Suriye gibi ülkeler, geçmişte yaşadıkları krizlerden sonra hâlâ mali zorluklarla yüzleşmeye devam ediyor. Mısır ve Sudan gibi ülkelerde de benzer sorunlar görülmektedir.
Cibuti gibi ülkeler, artan kamu borçları nedeniyle mali baskılarla karşı karşıya kalırken, özellikle enerji fiyatları ve ticaret yolları gibi dış faktörler, bu ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkilemeye devam etmekte.
“`